Pakistanlı Rana Ali Tarafından Türkçe Konuşmasına İzin Verilmeyen Neslihan Müge Anlı Programa Katıldı!

Maalesef bu fotoğrafın hikayesini hepimiz biliyoruz. 18 yaşındaki Neslihan, Pakistanlı ‘eşi’ tarafından Türkçe konuştuğu için tepki gördü.

Babasıyla yapılan kutlamada “Artık Pakistanlıyım” diyen Neslihan’ın 2017 yılında ailesi tarafından Müge Anlı’da arandığı da ortaya çıktı.

Daha sonra Neslihan, YouTube hesabı Ali ve Fizza’ya (Neslihan’ın yeni adı) Türk vatandaşlarını “Ben de Türk değil miyim? Neden beni ve eşimi böyle yargılıyorsunuz?” “Türkiye ve Pakistan kardeştir” diyerek fotoğraf çekti ve tepki topladı.

Biri 3 diğeri 2,5 yaşında iki kızı ve 4 aylık bir oğlu bulunan 18 yaşındaki Neslihan, Türkiye’deki mülteci sorunu ve Türk polisinin mültecilere kötü muamelesi ile ilgili videolar çekerek çok tepki aldı.

Olayın yeniden gündeme gelmesinin ardından Müge Anlı, bugünkü yayınında Neslihan ve Rana Ali’yi yayına bağladı. “5 yıl önce sizi aradık, şimdi üç çocukla Pakistan’a geldiniz…” diyen Anlı, Neslihan’ın oraya nasıl geldiğini sordu.

Pakistan’a pasaportsuz ve kaçak yollardan gittiğini belirten Neslihan, kaçırılmadığını, Ali’nin Pakistan’a gitmesinin ardından kendi isteğiyle ayrıldığını söyledi.

“Rana geleceğimi bilmiyordu, beni görünce çok şaşırdı” diyen Neslihan, hoş bir ailesi olduğunu ve hiçbir pişmanlık duymadığını sözlerine ekledi.

Ama bir sorun daha vardı. O dönemde Neslihan’ın ablası Ebru da kayıptı.

Ebru’nun nerede olduğu şu şekilde: “Şu anda Türkiye’deler, annem babamla bir dertleri yok. İşlerine, güçlerine sahip çıkıyorlar.” cevabı verdi.

Pişman olsa da olmasa da ‘Neden pişman olayım abla? Ne güzel bir evliliğim var, mutlu bir ailem var, güzel çocuklarım var.’ cevabı verdi.

Konu kızışmaya başlayınca Müge Anlı, “Buraya geliyor, kendi memleketinde imkanı yok, buraya geliyor. İşe geliyor. Kendisine imkan veren ülkenin 13 yaşındaki kızına göz dikiyor.” çalışmak ve okul kapılarından el sallamak.” söz konusu.

‘Yanındaki kişiye kocan bile diyemiyorum. 13 yaşında kurnaz bir kızı kaçırıyor. Onun yanında sübyancıdır’ dedi. Stüdyodan alkış sesleri yükselirken, Neslihan yetkililerden yardım istedi.

‘Yetkililer ne yapacak? Pardon mu diyecek? İnşallah yanılıyorsun, tekrar Türkiye’ye gelirsin Rana, inşallah hapisten çıkamazsın” diyen Müge Anlı çok sinirlendi.

‘S’ o videoda Neslihan’a ‘Urduca konuş’ diyorsun, gözlerin dışarı fırlıyor, Türkçe öğrendin mi? Neslihan, “Böyle konuşamazsın Müge abla. Aramızda bir fıkra geçmişti” dedi. Sonra Rana’nın sessizliği dikkatlerden kaçmadı.

‘3 çocuk annesisiniz, bir düşünün, 13 yaşındaki kızınızı bir Afgan kaçırıp Afganistan’da evlense ne hissedersiniz?’ Soruya Neslihan, ‘Tabii ki üzülürüm ama o mutlu olursa bir şey demem’ dedi.

Neslihan, “Atatürk’ün kurduğu bir ülkede ne mutlu bize. Atatürk biz kadınlara öyle güzel haklar vermiş ki. Siz bu hakları bırakıp kadının sevilmediği bir ülkede yaşıyorsunuz” dedi. Anlı’ya “Ne yapayım, ailemi, çocuklarımı bırakıp geri mi döneyim?” dedi.

Resmi nikahı olmayan Neslihan, ‘Biz zaten evliyiz, dini nikahımız var. Aslında İslam dinine göre resmi nikah değil imam nikahı önemlidir.

“Ne güzel gel el salla çocuğumuzu Pakistan’dan alıp götürün. Umarım yanılıyorumdur da Türkiye’ye kaçak olarak dönersiniz, o zaman bunları yapar mıyım bilmiyorum. Ama yapacağım. yargılanman ve hapse girmen için elimden geleni yapacağım.” Müge Anlı, “Madem aldın bari kızımıza sahip çık ve lütufta bulun” dedi. ekledi.

Ayrıca ’13 yaşındaki kızı iki gün sonra tekrar bulup kuma getirirse ne yapacaksın?’ Sorulduğunda Neslihan, “Eşime güveniyorum” dedi.

Son olarak Neslihan’ın annesi yayına bağlandı. Müge Anlı “Kızının peşinden mi gidiyorsun?” “Zaman geçti, çocukları var. İkisi de iyi olduklarını söylüyorlar. Ne yapabilirim?” söz konusu.

‘Keşke o sırada kızımı kolundan tutsaydın, getirirlerdi.’ dedi anne, savcılara ve Müge Anlı’ya sitem etti. Bunun üzerine Müge Anlı, ‘Grubumuz İran’daki cezaevlerine girmiş ve bir kızımızı kurtarmıştı. Beni gördüğünü söyleseydin. Gidip onu alacaktık. Şimdi kızınızın çok daha fazla çocuğu olacak. Aslında, hala değiştirebilirsiniz. Orada kim olduğunu bilmediği, hakkını, hukukunu ve imkanlarını bilmediği bir kimliği kurtarıyor.’ dedi.

Artık sonu güzel olan Anlı, “Yayına katıldığınız için teşekkür ederim. Ben yanınızdakilere teşekkür edip Allah’a havale etmiyorum” diyerek bir iddia daha yaptı…